I am back! : Colmar

Evet evet bildiğiniz geri döndüm! Colmar dönüşü yine bir heyecan, açtım dünya haritasını önüme, aldım elime kağıt kalemi (tabi günümüzün dijitalleşen dünyasında bu Apple notes ve klavye oluyor:) ) yaz kızım Gülden dedim nerelere gitmek istiyorsun.. Kuzey ışıklarından (ama eskimo evlerinde) sakura zamanı Japonya’ya; kışın güney yarım kürede denize girmeli Meksika’dan (Tayland’tan sonra bünye istiyor tabi) rengarenk Cape Town’a.. Kurumsal hayatta sene başında yıl bütçesi sunulur; ben 2018 seyahat planımı:) Hatta hızımı alamayıp 2019, 2020..

Sahi ben neden geri döndüm? Bu kadar seyahat planı yapmamdaki heyecan istek hep geri döndüğümde biriktirdiğim anılar.. Yeni tanıştığınız insanlar; sokaklar,evler; yemekler, içkiler.. Geriye dönüp baktığımda dünya haritasında nokta kadar olmayan bi yerin bende o kadar çok anısı, şaşkınlığı, kahkahası oluyor ki ve bazen bunları unutmaktan korkuyorum.. E yazmak da çok iyi geliyor bana.. Zaten bu sayfanın amacı anı defteri yaratmak değil miydi? Beni sıkan yemek tarifi verir gibi sokakların tarifini vermekti belki de.. Hangi sokakta hangi restaurant, hangisinde ne yenir ne içilir.. Hayatı ekran arkasında yaşamaktan sıkılmış olmaktı bırakmamdaki sebep.. Ama artık gezdikçe anı biriktirdikçe aslında ne kadar az telefona sarıldığımı gördüm; belki az fotoğraf ama çok anı oldu:) Benim birikimim anılarım diyordum, bir yerde somutlaştırmak lazım:) O zaman anı defterimize kaldığımızdan yerden devam!

IMG_5486

Belki çoğunuz Colmar’ı ilk defa duyuyorsunuz.. Ama benim gibi bir şarap aşığıysanız  şarap rotası dedim mi akan sular duruyor; e bir de işin içinde masal gibi evler varsa yeme de yanında yat! 2 yıldır gözüme kestirmiştim kendisini, kısmet Murat’ın doğum günü vesilesiyle 2364589227 gün önceden aldğım bilete oldu. Zaten doğum günü hediyesini daha çok kendime almış gibi oldum ama pazarlamasını iyi bileceksin arkadaş!:) Ha bir de ağzını tutmasını ki işin sürprizi kaçmasın (ben 2 ay önceden kendisine söylediğim için..)

IMG_5466.JPG

Aslında Colmar, Alsace (Alsas diye okunuyor efenim) şarap rotasında kasabalardan biri. Alsace şarap rotası güneyde Mulhouse’dan başlıyor, kuzeyde Strasbourg’a kadar devam ediyor. Arada irili ufaklı bir çok kasaba köy var: Eguisheim, Ribeauville, Obernai.. Bizim iki günden az vaktimiz vardı, sadece Colmar’a gittik. Diğer yerlere gidip vaauuww derseniz beni de bir dürtün, keza bundan sonra haftasonu aktivitesi olarak Colmar’a şarap içmeye gitmeyi düşünüyorum da. Alsace nerededir derseniz: Fransanın doğusunda İsviçre ve Almanya sınırında. Zaten çok komik İsviçre’de Basel Havaalanına iniyorsunuz çıkışta sağ yerine sola döndüğünüzde hoop Fransa’dasınız, arabanıza atladıktan sonra da 34 dakika sonra hoop Colmar’da (İstanbul’da Şişli semtinin kendisinden 34 dakikada çıkamadığımızı düşününce ülke değiştirmek baya bir şok etkisi tabi)

IMG_5438.JPG

Efenim bunların meşhur bir yemeği var: Tarte Flambee. Aslında bakarsanız lahmacun hamurunda Alsace yöresine ait peynirlerle, soğanlı ve jambonlu pizza diyebiliriz:) Ben bu tarte’nin hayaliyle yanıp tutuşup Colmar’a gelir gelmez restoranın kapısına dikilmiş olsam da hayaller gerçekler farklı oldu! Colmar’da çoğu restoran 12.00-13.30 ve 19.00-22.00 arasında açık; geri kalan yerlerde de mutfak kapalı olduğundan şaraba ve çantanızın kenarına köşesine attığınız tuzlu krakere talim olabilirsiniz:) Ben Cumartesi günü yaşadığımız bu deneyim sonrasında yine aç kalırız korkusuyla Pazar sabah otelimizin güzel Fransız ekmekleri ve peynirleri ile harika bir sandviç yapmıştım ki, La Petite Venise bölgesinde turistik olduğundan mütevellit çoğu restoranın açık olduğunu farkettim. Neyse leziz sandviçlerim Pegasus uçağına kısmet oldu:)

IMG_5494.JPG

Şimdi gelelim asıl fasulyenin faydalarına, daha doğrusu Colmar’ın eşsiz şaraplarına!! Alsace bölgesi beyaz şaraplarıyla ünlü ve hayatımda içtiğim en güzel şaraplardı diyebilirim. Anlayamıyorum bizdeki Trakya bölgesindeki şaraplarda çok güzel ama bunların içimi daha bir yumuşak, rahatsız etmeyen cinsten.. Sek, yarı tatlı ne bulursanız açın çantanıza. Özellikle Riesling ve Sylvaner olanları:) Bizim şarap aldığımız beyefendi aşırı nazikti; istediğiniz her şarabı almadan tattırıyordu ve ayrıca bize bir şişe şampanya da hediye etti (kıh kıh kıh) Ama asıl ilginç olan adamın hikayesi.. Adamın oğlu Fas’lı bir kızla evlenerek Amerika’ya taşınmış ve evlenebilmek için de din değiştirmiş. Ve kesinlikle evlerine şarap sokmuyormuş. Bu nedenle adam bizim Türkiye’den olduğumuzu duyunca Türkiye’de şarap üretildiğine inanamadı. Hayat ne ilginç..

IMG_5393.JPG

Özetle efenim gidin, görün, sokaklarında kaybolun(sanırım pek mümkün olmayabilir), yiyin ve bol bol şaraplarından için! Ben bir sonraki Colmar planını yapmaya başladım bile!

IMG_5483

IMG_5493

P.S: Buarada yazmayı ne özlemişim! Siz bu satırları okuken ben büyük seyahat California planlarını yapıyor olacağım, bir sonraki seyahatte görüşmek üzere!

 

 

Yorum bırakın